Saime ARSLAN' ın Kaleminden

         Matruşka idi öbür adı aslında, en başından belliydi kocaman bir yüreği olduğu çünkü o babasının koca yürekli kızıydı. Küçücük boyuyla minnacık elleri ile kahverengi olan atın ipinden tutarak aslında yüreği o kadar hızlı atardı ki korkudan ama yine de vazgeçmezdi ipi tutmaktan. Küçücük köyünde kocaman umutları vardı. Dağların ardında sanki bir yaşam yokmuş gibi hissederdi, o da bilmezdi kaderin ona ne getireceğini, acıyı iliklerine kadar yaşayacağını... Bir gece cehennemin ortasında buldu kendini, tüm çığlıklar göğe yükseldi. Karla buluta karışık o gece hayatın en uzun gecesi olduğunu yıllar sonra anlayacaktı aslında.

         Şehitlik mertebesine ulaşmıştı, 12 şehitti aslında bedenlerine aldıkları ilk kurşunla. Küçücük bedenler bilmezdi şehitliğin kutsal bir mertebe olduğunu. Cehennemin ne olduğunu bir gecede öğrendiler, küçücük yürekler olgunlaştı, ansızın karanlığın aydınlanmadığı çığlıkların ses bulmadığı bir gecede öğrendiler. Sabahın ilk ışıklarında bembeyaz kar olması gerekirken al kırmızıya boyanmıştı. 12 şehidin kanıyla yıllar sonra anlayacaklardı yaşadıkları acının büyüklüğünü. Ansızın yaşları kırk olduğunda küçücük omuzlara koca koca yükler bindiğinde, omuzlarını büke büke ezile ezile öğreneceklerdi. O andan itibaren gözyaşlarını ellerinin tersiyle sileceklerdi.

       Kaç yamada bir yeniler bir yürek kendini? Kaç sessizlikten sonra karışabilir etrafındaki seslere? Yüreğimde kanayan şifa bulmayan yaralar günden güne kabarmaya başlar, tuz başmış gibi taze kanayıp durur. Hani zaman ilaçtır derler ya inanmayın zaman ilaç değildir. Zaman o acıyla yaşamanı öğretir sadece. Diri diri üzerine toprak atılmış gibi yaşamaya çalışırsın. Oysa küçücük bir çocuksun hani ne imkansızlıklarla yaptığın uçurtmanı uçuramadan elinden alınan çocuksun yüreğine zincirler vurulmuş ve acımasız gardiyanların ellerine teslim edilmiş gibi gökyüzüne bakmak istersin ve bakamazsın. Yüreğim kaldırmaz oldu bu kadar acıyı bu kadar kargaşayı istesen de kurtulamazsın.                            Her şeye rahmen güçlü olursun bir damla kanın akmadan binlerce kez ölmeyi öğrenirsin. Sen hiç vazgeçtin mi büyümekten, ayağı kalkmaktan ne de olsa düşecektim, kanayan dizlerimi annemden başkası öpmeyecekti. O da yoktu işte.

     Zaman ilaç olmadı, istemesemde büyüttü yara bere içinde, tökezleye tökezleye, düşe kalka yaşamayı öğretti. Kapıları kilitlenmiş gibi bir köşeye kıvrılmaktan korkuyla uyumaya çalışılmaktan. Kabuslarla uyandığımda güneşin doğuşunu beklediğim ben anlatsam da anlamaz kimse aslında.

Benim hayatım Matruşka çünkü boy boy yaralarım var...

 

Paylaş